1 Aralık Dünya HIV/AIDS Günü
1. HIV Nedir, Nasıl Hastalık Yapar?
HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü), vücudumuzun mikroplarla savaşan savunma sistemi olan bağışıklık sistemini hedef alan bir virüstür. Özellikle CD4 isimli savunma hücrelerini azaltarak vücudu enfeksiyonlara karşı zayıf hâle getirir. Tedavi edilmezse zaman içinde bağışıklık sistemi zayıflar ve AIDS adı verilen ileri evre tablo ortaya çıkar. Bu evreye ilerlediğinde bağışıklık sistemi ileri derecede zayıfladığından fırsatçı mikroplarla baş edemez duruma gelmekte; ölümcül enfeksiyonlar ve bazı kanserler gelişebilmekte ve hasta bu sebeplerden hayatını kaybedebilmektedir. Ancak günümüzde HIV, özellikle erken evrede saptandığında tedavi edilebilir ve kontrol altına alınabilir bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu sebeple HIV bulaş riski olan vakaların test yaptırmaya teşvik edilmeleri ve erken tanı almaları hem kendileri hem de toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.
2. HIV Hangi Yollarla Bulaşır, Hangi Yollarla Bulaşmaz?
HIV virüsünün bulaş yollarını bilmek ve bunlara yönelik önlemler almak HIV bulaşı önlemede en önemli basamaklardan biridir. Nasıl bulaşmayacağını bilmek de gereksiz korku ve endişe oluşmasının önüne geçebilmektedir.
Bulaş Yolları:
- Korunmasız vajinal, anal veya oral cinsel ilişki
- Ortak enjektör kullanımı
- HIV pozitif anneden bebeğe gebelik, doğum veya emzirme yoluyla
- Kan ve kan ürünleri (Türkiye’de tarama testleri zorunlu olarak yapılmaktadır)
Bulaşmayan Durumlar:
HIV; tokalaşmak, sarılmak, aynı tabak/bardağı kullanmak, öksürük, hapşırık, tuvalet–havuz gibi ortak kullanım alanları veya böcek ısırmasıyla bulaşmaz.
3. Şüpheli Temas Sonrası HIV Testi Ne Zaman Yapılmalı?
Günümüzde kullanılan ELISA testleriyle HIV pozitifliğini saptama süresi oldukça kısalmıştır. Yeni kuşak testlerle genelde temastan sonraki 17. günden itibaren test pozitifleşmeye başlamaktadır. Korunmasız cinsel temas veya riskli herhangi bir temas sonrası kişi HIV’den şüpheleniyorsa:
- 3 hafta (21 gün) sonra ilk test önerilir.
- Test negatif çıkarsa 2–3 hafta sonra tekrar test yapılmalıdır.
- Gerekirse 3. ayda ve risk devam ediyorsa 6. ayda ek test önerilir.
4. Sağlıklı Cinsel Yaşam Eğitimi Neden Önemli?
Ergenlik döneminden itibaren verilen doğru ve bilimsel cinsel sağlık eğitimi, HIV’in yanı sıra bel soğukluğu, hepatitler ve HPV gibi diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların da önlenmesinde büyük önem taşır. Bu nedenle bu konulardaki eğitimlerin okul müfredatlarına eklenerek ergenlik döneminden itibaren gençlerin bu konuda bilgi ve sorumluluk sahibi olmaları sağlanmalıdır. Ayrıca HIV konusunda sadece gençlere değil toplumun tümüne yönelik yazılı ve görsel basın, sosyal medya ..vb. aracılığıyla sık sık bilgilendirme çalışmaları yapılarak toplum bu konuda her yönüyle aydınlatılmalıdır.
5. Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri
Bu durumun en önemli sebebi olarak; ‘’pozitif olduğum duyulursa işimi , eşimi-partnerimi, sosyal çevremi kaybedebilirim, damgalanabilirim’’ korkusuyla HIV testi yaptırmaktan kaçınması olarak gösterilmektedir. Bu durumun aşılması amacıyla Türkiye’nin birçok şehrinde hastaların kimlik bilgilerini vermeden test yapmasına imkan tanıyan Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezlerde:
- Kimlik bilgisi vermeden,
- Tamamen gizli şekilde,
- Ücretsiz danışmanlık eşliğinde
HIV testi yapılabilmektedir.
Bu merkezlerden biri de ilimizde, Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji bolümü yönetiminde hizmet vermektedir. İhtiyaç duyan herkes burada kimlik bilgisi vermeden, anonim olarak HIV testi yaptırarak sonuçlarını öğrenebilmekte ve ücretsiz danışmanlık hizmeti alabilmektedir.
6. HIV Enfeksiyonunda Erken Dönem Bulguları
HIV bulaştıktan sonraki ilk haftalarda “akut retroviral sendrom” adı verilen durum gelişebilir. Belirtiler genellikle: ateş, boğaz ağrısı, kas-eklem ağrısı, döküntü, halsizlik, ishal veya lenf bezi büyümesidir. Bazen bu tabloya genital bölgede yaralar eşlik edebilmektedir. Grip veya diğer solunum yolu enfeksiyonları ile karıştırılabilir. Bazı hastalarda ise bu dönem tamamen semptomsuz olarak geçirilebilmektedir. Bu dönemde tanı konulmazsa virüs hızla çoğalmaya devam eder ve bağışıklık sistemine zarar vermeye başlayarak tablonun ilerlemesine sebep olur.
7. HIV Artık Çözümsüz Değil Tedavi Edilebilen Kronik Bir Hastalıktır
HIV virüsünü vücuttan tamamen atan ve kür sağlayabilen bir tedavi ‘’henüz’’ olmamakla birlikte halihazırda kullandığımız modern HIV ilaçları virüsün çoğalmasını çok güçlü şekilde baskılar. Düzenli ilaç kullanan kişilerin kanındaki virüs seviyesi belirlenemeyen düzeye iner. Bu durum bilimsel olarak “Belirlenemeyen = Bulaştıramaz (B = B)” prensibiyle ifade edilir. Virüsü baskılanmış bireyler doktor takibinde:
- Sağlıklı bir yaşam sürdürebilir,
- Partnerlerine bulaştırmaz,
- Evlenebilir,
- Uygun takip ve yöntemlerle sağlıklı çocuk sahibi olabilir.
8. Türkiye’de HIV Tedavisi Ücretsizdir
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için HIV tedavisi tamamen ücretsizdir. Tanı konulduğunda enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikobiyoloji uzmanları tarafından uygun görülen ilaçlarını raporları çıkarıldıktan sonra ilaçlar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ücretsiz olarak karşılanmaktadır.
Sonuç olarak;
HIV, doğru bilgi, düzenli test ve etkili tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. HIV konusunda başta ergen ve gençler olmak üzere tüm topluma yönelik sağlıklı cinsel yaşam eğitimleri ve bilgilendirmeleri yapılmalı ve bu konuda farkındalık olabildiğince arttırılmalıdır.
#UzmDrErdalİNCİ
#EnfeksiyonHastalıklarıveKlinikMikrobiyoloji
#Diyarbakır #SEDH